Alacaklar, firmanın görünmeyen iş modeli düşmanıdır. Neden alacağınız olsun ki?
İdeal bir dünyada teorik olarak alacaklarınızın sıfır olması gerekir. Malınızı satar, paranızı alırsınız. Hizmetinizi verir, paranızı alırsınız.
Çalışansanız ay sonunda maaşınız ödenir. Kiracıysanız aybaşında kirayı ödersiniz. Siz normalde bankacılık yapmıyorsunuz, müşterilerinizi fonlamıyorsunuz. Prensipte fon isteyen finans kuruluşuna gitmelidir. Ancak uygulamada piyasaların da alışkanlıkları oluşmuş durumda. Ülkemizde her piyasanın kendine göre bir vadesi var. Belirli sektörlerde bir yılı bulan standart satın alma vadeleri var. Eğer rakiplerinizden veya sektör ortalamasından daha uzun vadeyle satış yapıyorsanız başınız belada demektir. Vadeli satış yapmaya başladıysanız firmadaki pek çok kârlılık ve maliyet değişkenini darmaduman etmişsiniz demektir. Şöyle ki:
Eğer alacaklarınız yüksek ise şu yedi maddeye dikkat edin
- Eğer öz kaynak kullanıyor ve vadeli satıyorsanız, firmanız, olduğundan kârlı gözükür. Kâr-Zarar tablonuzda satış geliriniz 100, maliyetiniz 80, kârınız 20 görünür, parayı bir yıl sonra tahsil etme maliyetine de % 15 desek, siz gerçekte % 5 kazanır, ama % 20 kazanmış gibi görünür ve % 20 üzerinden vergi ödersiniz.
- Tutmamış iş modeliniz, verdiğiniz uzun vade sayesinde tutmuş görünür. Yani vadeyi kısaltsanız satış yapamayacaksınız; satışınızı uzun vade verdiğiniz için yapıyorsunuz.
- Vadeli satış, müşteriye kredi vermek demektir. Siz ise kredi uzmanı değilsiniz. Kredi risklerini bir bankacı gibi değerlendiremez, hata yapar paranızın bir kısmını riske atarsınız
- Ne kadar güvenilir olursa olsun, müşterinizin iş modeli çökerse sizin alacağınız da gider. Yani teminatsız vadeli satış yaptığınızda müşterinin iş modelinin riskini de üstlenmiş olursunuz.
- Agresif satış hedefleriniz yüzünden firmanız vadeyi açarak büyük alacaklar oluşturabilir. Fark ettiğinizde geri döndürmesi zor olur. Hiçbir kredi müşterisi bir kez çıktığı limitten geri düşmek istemez, siparişleri durdurma tehditleri almaya başlarsınız.
- Alacak çok yükseldiğinde artık mal vermeyi de kesemezsiniz, kazanacak ki borcunu ödesin veya başkasından alacak. Bir girdaba sürüklenirsiniz.
- Öz kaynaklarınız yetersizdir, dış kaynak kullanıp müşterileri fonlarsınız. Bankadan faizle para kullanıp müşterilerinize faizsiz kredi kullandırırsınız. Vade farkı kesmek isterseniz müşteriyle papaz olursunuz.
Alacak yönetimi, muhasebe veya satış bölümlerine bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Üst yöneticinin ana takip konularından bir tanesidir.
Küçük bir not: Bir firmaya kredi açacaksanız, küçük veya sembolik dahi olsa bir teminat mektubu isteyin. İpotek, çek, senet bunların haricinde TM da olmalı. Teminat Mektubu firmanın bankalar nezdinde kredibilitesini gösterir. Bunun yanı sıra bir problem anında teminat mektubunu yakmak, firmanın ticari kariyerine zarar vereceği için anlaşma ve uzlaşma yoluna gidebilmeniz daha kolay olur.
The post Alacak Yönetiminde Dikkate Alınması Gereken Noktalar appeared first on Dönüşüm Yönetimi Merkezi – Yönetim Danışmanlığı.